EVREN DÜNYA CANLILAR ÇELİŞKİLİ AYETLERİ

ÖNCE YER Mİ GÖK MÜ YARATILDI? 2 GÜNDE Mİ? 6 GÜNDE Mİ ? 8 GÜNDE Mİ? 
İddanın gücü: Kuvvetli
İddia: Çelişki var.

ilk önce gök sonra yer:                 
Sizi yaratmak mı daha güç, yoksa gökyüzünü yaratmak mı, ki onu Allah bina etti, onu yükseltti, düzene koydu. Gecesini kararttı, gündüzünü ağarttı. Ondan sonra da yerküreyi döşedi.Naziat/27-28-29-30
ilk önce yer sonra gök:                 
O, yerde ne varsa hepsini sizin için yarattı. Sonra (kendine has bir şekilde) semaya yöneldi, onu yedi kat olarak yaratıp düzenledi (tanzim etti). O, her şeyi hakkıyla bilendir.Bakara/29

İkisi birden:
“İnkâr edenler, göklerle yer bitişik bir halde iken bizim, onları birbirinden koparıp ayırdığımızı ve her canlıyı sudan yarattığımızı görüp düşünmüyorlar mı? Yine de inanmazlar mı?” ( Enbiya  30. )
  
De ki: "Gerçekten siz mi yeri iki günde yaratanı inkâr ediyor ve O'na birtakım eşler kılıyorsunuz? O, alemlerin Rabbidir." Orda (yerde) onun üstünde sarsılmaz dağlar var etti, onda bereketler yarattı ve isteyip-arayanlar için eşit olmak üzere ordaki rızıkları dört günde takdir etti. Sonra, duman halinde olan göğe yöneldi; böylece ona ve yere dedi ki: "İsteyerek veya istemeyerek gelin." İkisi de: "İsteyerek (İtaat ederek) geldik" dediler. Böylece onları iki gün içinde yedi gök olarak tamamladı ve her bir göğe emrini vahyetti. Biz dünya göğünü de kandillerle süsleyip-donattık ve bir koruma (altına aldık). İşte bu, üstün ve güçlü olan, bilen (Allah)'ın takdiridir. (41 Fussilet Suresi - 9/12)

Ayetler:
“İnkâr edenler, göklerle yer bitişik bir halde iken bizim, onları birbirinden koparıp ayırdığımızı ve her canlıyı sudan yarattığımızı görüp düşünmüyorlar mı? Yine de inanmazlar mı?” ( Enbiya  30. )

O, hanginizin amelinin daha güzel olacağı hususunda sizi imtihan etmek için, Arş'ı su üzerinde iken, gökleri ve yeri altı günde yaratandır...Hud:7

Muhakkak Rabbiniz, o Allah’dır ki, gökleri ve arzı (gelenekçi metoda göre: yeri )altı günde yarattı. Sonra Arş'a (kürsüye ve dolayısıyla bütün varlıklara) istiva etti (hükmü altına aldı)... Araf:54

Biz göğü 'büyük bir kudretle' bina ettik ve şüphesiz Biz, (onu) genişleticiyiz.Zariyat:47

(Nuh kavmine dedi ki:)Allah yedi göğü nasıl kat kat yarattığını görmediniz mi?..Nuh:15

Biz, o yakın göğü bir süsle, yıldızlarla süsleyip donattık.Saffat:6

Onu itaatten çıkan her şeytandan koruduk. Onlar, Mele-i Ala'yı (yüce konseyi/ileri gelen melekler topluluğunu) dinleyemezler. (Dinlemeye kalksalar) her taraftan taşlanarak kovulurlar ve onlar için kesintisiz bir azap vardır.Saffat:7:9

Allâh ki, yedi semâ yarattı ve arzdan da (gelenekçi metoda göre: yerden de ) onların bir mislini (7 kat)yaratandır.Bunların arasında, emri, inip durmadadır. Allah'ın, şüphesiz, her şeye gücü yettiğini bilmeniz ve şüphe yok ki Allah'ın bilgisinin, gerçekten de her şeyi kavradığını, kuşattığını anlamanız için.Talak:12

De ki: "Gerçekten siz mi yeri iki günde yaratanı inkâr ediyor ve O'na birtakım eşler kılıyorsunuz? O, alemlerin Rabbidir." Orda (yerde) onun üstünde sarsılmaz dağlar var etti, onda bereketler yarattı ve isteyip-arayanlar için eşit olmak üzere ordaki rızıkları dört günde takdir etti. Sonra, duman halinde olan göğe yöneldi; böylece ona ve yere dedi ki: "İsteyerek veya istemeyerek gelin." İkisi de: "İsteyerek (İtaat ederek) geldik" dediler. Böylece onları iki gün içinde yedi gök olarak tamamladı ve her bir göğe emrini vahyetti. Biz dünya göğünü de kandillerle süsleyip-donattık ve bir koruma (altına aldık). İşte bu, üstün ve güçlü olan, bilen (Allah)'ın takdiridir. (41 Fussilet Suresi - 9/12)

O, yerde ne varsa hepsini sizin için yarattı. Sonra (kendine has bir şekilde) semaya yöneldi, onu yedi kat olarak yaratıp düzenledi (tanzim etti). O, her şeyi hakkıyla bilendir.Bakara/29

Sizi yaratmak mı daha güç, yoksa gökyüzünü yaratmak mı, ki onu Allah bina etti, onu yükseltti, düzene koydu. Gecesini kararttı, gündüzünü ağarttı. Ondan sonra da yerküreyi döşedi.Naziat/27-28-29-30

İnsan üzerine zamandan öyle bir dönem gelip geçti ki, o anılmaya değer bir şey değildi.(Yer yüzü yaratıldı,zaman ilerledi,insan yer yüzü yaratılmadan çok sonra yaratıldı.)İnsan:1

Muhakkak Biz, insanı (iki hücrenin) birleşimi olan bir nutfeden yarattık. Onu imtihan edeceğiz. Bu sebeple onu işiten, gören (bir varlık) kıldık.İnsan:2

Görmekte olduğunuz semaları (gök katlarını) direksiz olarak yükselten Allah’tır. Sonra arşa istiva etti. Ve Güneş'i ve Ay'ı emri altına aldı. Hepsi belirlenmiş bir süreye kadar akıp gider...Rad:2

Yeryüzünü yayıp genişleten ve onun üzerine yerinden oynatılmaz dağlar yerleştirip vadilerden nehirler akıtan ve orada her türlü bitkiden iki cins yaratan ve gündüzü geceyle örtüp, bürüyen O'dur. Doğrusu bütün bunlarda, düşünen insanlar için mutlaka çıkarılacak dersler vardır!Rad:3

O ki yarattı sonra sevva etti (dizayn etti, düzenledi).Ala:2
Yukarıdaki ayetlerin hepsi de doğrudur.Hepsi birlikte düşünüldüğünde Kuranın kastettiği yaratılış teorisi kısaca şu şekildedir:

Cevap:
Kuran yaratılış ve düzenlenişi ayrı ayrı ele almaktadır.(O ki yarattı sonra sevva etti (dizayn etti, düzenledi).Ala:2)

 I. AŞAMA : YARATILIŞ AŞAMASI ( 2 gün )
  •  Allah ol deyince tüm kainat bilemediğimiz fiziksel kurallar çerçevesinde  oluşmuştur . Bu esnada yer ve gök ve diğer alemlerde yaratılmıştır bu süre iki gündür.
         { göklerle yer bitişik bir halde iken (enbiya 30),yeri iki günde yaratanı ,gelin dediğimizde ikiside geldi , böylece onları iki gün içinde (fussilet)}

  • Bu 2 günlük yaratılış süresinde yer ve göğün önceliğinde önce yer, sonra gök olarak olduğunu aşağıdaki ayetten anlıyoruz.
         Sizi yaratmak mı daha güç, yoksa gökyüzünü yaratmak mı, ki onu Allah bina etti, onu yükseltti, düzene koydu. Gecesini kararttı, gündüzünü ağarttı. Ondan sonra da yerküreyi döşedi. ( Naziat/27-28-29-30)
  • Ayette ,döşemek için yere gidilmesinden bahsedildiğine göre , yerin döşeme işleminden önce yaratılmış  olduğunu  anlıyoruz..

II.AŞAMA: DÜZENLEME AŞAMASI (  4 gün yer + 2 gün gök  : 6 gün)
  • Yer küre 4 günlük bir sürede yaşam alanı haline getirildi,düzenlendi.Sonra da 2 günde gök yedi kat olarak düzenlendi. 
       O, yerde ne varsa hepsini sizin için yarattı. Sonra (kendine has bir şekilde) semaya yöneldi, onu yedi kat olarak yaratıp düzenledi (tanzim etti).(bakara:29)
       
       Orda (yerde) onun üstünde sarsılmaz dağlar var etti, onda bereketler yarattı ve isteyip-arayanlar için eşit olmak üzere oradaki rızıkları dört günde takdir etti. Sonra, duman halinde olan göğe yöneldi. (fussilet:9:12)

Özet: 
                               YARATILIŞ                                                        DÜZENLEME
{Yer ve gök birlikte yaratıldı.( önce yer, sonra gök) 2 gün] + [ yer döşendi 4 gün + gök döşendi 2 gün]

Not: Bazı tefsirciler gün kavramını devir-dönem olarak çevirmektedir.Bu çevirilere göre 6 devirde yaratılma ve ona hükmetme (istiva) söz konusudur.

III.AŞAMA: HAYVAN VE BİTKİLERİN YARATILIŞI
IV.AŞAMA :İNSANIN YARATILIŞI












ALLAH KATINDA BİR GÜN , DÜNYA GÜNÜYLE KAÇ GÜNDÜR ?
İdianın gücü: Kuvvetli
İddia:
Kuran da Secde suresi 5. Ayette 1.000 yıldan bahseder. Ayrıca Mearic suresi 4. Ayette meleklerin ve ruhun Allah katına 50.000 yılda çıktığı yazılır. Bu rakamsal veriler ne almama gelmektedir? Bir birlerini neden tutmamaktadır? Anında vahiy getiren ve gidip tekrar Peygambere dönebilen bir melek bu işi icra ederken nasıl elli bin yıl yolculuk yapmış olur? Burada bir sallama yok mu size göre? Bakınız beni doğrulayan bir örnek size. Enam suresi 101. Ayette sorularınızı Kuran inerken sorun ki hemen size açıklansın ifadesi vardır yani bin veya elli bin yıl yoktur. Matematiksel hata barındırmıyor mu?

Ayetler:
Birinci ayet:
Bir de senden acele azap istiyorlar. Hâlbuki Allah asla va’dinden caymaz.Gerçekten, senin Rabbinin katında bir gün, sizin saymakta olduklarınızdan bin yıl gibidir. ( Hac Suresi - 47)

İkinci ayet :
Gökten yere bütün işleri düzenleyip yöneten O'dur. Sonra tüm işler, sizin saymakta olduğunuz bin yıl süreli bir günde, O'na yükselir. Yani siz insanların, tarihlerindeki bin yıllık olaylar, Allah'a göre bir günlük bir iştir.(Secde Suresi - 5)

Üçüncü ayet :
Birisi, yuksek derecelere sahip olan Allah katından, inkarcılara gelecek ve savunulması imkansız olacak azabı soruyor.( Mearic Suresi - 1:2:3)Melekler ve Ruh (Cebrail), ona, süresi elli bin yıl olan bir günde çıkabilmektedir. ( Mearic Suresi - 4)O halde sen bütün sıkıntılara güzelce göğüs gererek sabret( ve neticeyi bekle.)( Mearic Suresi - 5)

Cevap :
Zaman ve mekan izafi bir kavramdır.Bir günün dünyada 24 saat olması başka gezegenlerde ve manasını ve sırrını hala çözemediğimiz kainat ve ruhlar aleminde bulunulan yere ve konuma  göre zaman ve gün kavramının değişmesine engel değildir.
Allah zamandan münezzehtir.Zaman kavramı bulunulan yere ,konuma ,gezegene ve hatta aleme göre değişir -ki bunların manevi alemini idrak etmek imanla olan bir şeydir.

Kuranın tamamı düşünüldüğünde yerlerden ,göklerden alemlerden bahsedilmektedir.Her birinin zaman kavramı kendine göredir.Bu ayetlerdeki dünya ve melekler aleminin arşa olan mekansal uzaklıkları farklı farklıdır.Rakamlardaki farklılık da bundan kaynaklanmaktadır.

Yukarıdaki birinci ve ikinci ayette dünyadaki bin yılın ne kadar da az olduğunu belirtmek için Allah katında bir gün ayarında olduğu belirtilmiştir.Ve işlerin onun katına yükselmesi dünya günüyle bin yıl sürmektedir.

Üçüncü ayette ise meleklerin kendi alemlerinde ,bizim zamanımıza göre  50 bin yılllık mesafeyi bir günde alarak ona çıktığı  anlatılmaktadır.

Şayet Ay’da  veya başka bir gezegende yaşasaydık verilecek mesafe de ona göre değişecekti.Kuranda sadece Dünya ,arş ve melekler alemindeki mesafaden bahsedilmiştir.

Gökleri de eşsiz, örneksiz yaratan odur, yeryüzünü de. Bir işin olmasını diledi mi ona ancak ol der, o iş oluverir.Bakar:117

O (Allah), her şeyden haberdardır.Ahzab:34



İKİ DOĞUNUN VE İKİ BATININ RABBİ NE DEMEKTİR.DOĞU BİR TANE DEĞİL Mİ?İKİ DOĞU ARASI MESAFE NE DEMEK?
İdianın gücü: Zayıf
İddia:
Kuran coğrafya bilgisiyle çelişiyor.

Ayetler:
Güneş ve Ay, (belirli) bir 'hesap' iledir.Rahman:5
O, iki doğunun ve iki batının sahibidir.Rahman :17

Andolsun doğuların Rabbine ve batıların Rabbine, gerçekten de bizim gücümüz yeter.Mearic:40

Sonunda o yoldan çıkan kimse, bizim huzurumuza geldiği zaman kötü arkadaşına der ki: “Keşke benimle senin aranda, iki doğu ile batı arası kadar uzaklık olsaydı, seni hiç görmeseydim. Meğer sen ne kötü arkadaşmışsın! ”Zuhruf:38

Cevap :
Ayetler hakkında farklı yorumlar olsa da , bir bütün olarak incelendiğinde:
İki doğu olarak Dünya'nın ve Ay'ın doğumu; batı olarak da Dünyanın ve Ay'ın batımı kastedilmektedir.
İki doğu arasındaki uzaklık ile ;güneşin doğumu ile ayın doğumu arasında geçen bir günlük zaman aralığı veya aynı şekilde Güneş'in batımı ile Ay'ın batımı arasındaki bir günlük zaman farkı kastedilmektedir.

GÜNEŞİN BATTIĞI YER NERESİDİR ? GÜNEŞ KARA BALÇIKLI BİR GÖZEDE NASIL BATAR? ZULKARNEYN NEREYE GİTMİŞTİ?
İdianın gücü: Orta
İddia:
Kuran coğrafya bilgisiyle çelişiyor.

Ayetler :
-- (Ey Muhammed) Sana Zulkarneyn’i soruyorlar. De ki: “Size onun hakkında (Kûran’dan) bir haber okuyacağım”. Kehf/83

-- Gerçekten biz onu yeryüzünde iktidar ve kudret sahibi kıldık, ona (muhtaç olduğu) her şey için bir sebep (bir vasıta ve yol) verdik. Kehf/84

-- O da bir yol tutup gitti. Kehf/85

-- Nihayet Güneş’in battığı yere ulaşınca onu, kara balçıklı bir gözede batar buldu. Onun yanında da bir kavim buldu. Dedik ki: “Ey Zulkarneyn, (onlara) ya azap edersin veya kendilerine güzel davranırsın”. Kehf/86

Cevap:
Güneşin batmasıyla, bir şeyin suda batmasının Türkçe aynı sözcük ile ifade edildiği, Arapça da ise farklı kelimeler olduğunu açıktır. [ (mağrib:batı) (Garabe :güneşin batması) (gareke: suda batmak) ] Dolayısıyla yukarıdaki ayette de güneşin suyun içinde bir cisim gibi batmasından bahsedilmesi söz konusu değildir. Burada anlatılan güneşin batışıdır."Garebe" fiili kullanılmıştır.
Kuzey kutbunun hiç güneş almaması ve bu arada buzul çağı yaşanması nedeniyle çok fazla miktarda su buza dönüştüğünden tuz yoğunluğu çok artmıştır. Bu arada kuzey buz denizi karalar arasında kısılıp kalmış, başka okyanusların sıcak su akıntısı buraya girememiştir. Bundan dolayı kuzey buz denizi kara balçıklı bir göze halini almıştır. Zulkarney’in gördüğü manzara kuzey kutbunun bu halidir.
Buzul Çağı son olarak Kuzey yarımkürede meydana gelmiştir, bundan dolayına hayvanlar daha sıcak iklim bulmak için güneye göçtüler. Kuzey Buz Denizi tümüyle karalar arasında kısılıp kaldığından 18 (Kehf) 86 da bahsedildiği gibi yoğun tuz oranından dolayı kara balçıklı bir göze halini almıştır ve burası Güneş’in battığı yani bu konumdan anlaşıldığı üzere hiç güneş almayan başka bir ifadeyle bu konumda gündüzün olmadığı yerdir.

Kuzey kutbunun durumu bu olunca, ters tarafta yer alan Güney Kutbunun şartları tam ters olarak teşekkül etmelidir. Şimdi Güneş’in batmadığı yani Dünya’nın bu konumunda hiç gece olmayan yeri, buzul çağını dikkate alarak arayalım. Bu hususta Kuran’dan mealen:

-- (Zulkarneyn) Sonra yine bir yol tuttu. Kehf/89

-- Nihayet Güneş’in doğduğu yere ulaşınca onu, öyle bir kavim üzerine doğar buldu ki, onlara Güneş’in önünden (korunacak) örtü yapmamıştık. Kehf/90

Burada Zulkarneyn öyle bir kavim yanına gidiyor ki, Allah onlara Güneş’e karşı korunacakları bir örtü yapmamıştı. Burada örtüden maksat elbise değildir. Zira İslam’da tesettür vardır, ne Zulkarneyn gibi bir kimsenin çırılçıplak kimselere bakması ne uygundur, ne de o kavmin çırılçıplak bir arada yaşamaları tesettür yönünden uygun olurdu. Burada olmadığından bahsedilen örtü gecedir. Yani burada bu devirde hiç gece olmuyordu.

AY NASIL YARILDI. AY'IN YARILMASI GERÇEK Mİ?
İdianın gücü: Kuvvetli
İddia: Ay'ın yarılması coğrafi bilgilerle uyuşmuyor.

Ayet:
Saat (dünyanın sonu) yaklaştı ve ay yarıldı.Kamer:1

Cevap : 
Bu konuda İslam alimlerinin farklı görüşleri vardır.Bir kısmı geçmişte yaşanan bir olayı anlattığı, bir kısmı o gün  peygamberin yanında  bizatihi yaşandığı ve insanlara ay fiziki olarak yarılmadığı halde öyle göründüğü(Enes bin malik) , bir kısmı ayın fiziki olarak yarıldığı ,diğer bir kısmı da kıyamete yakın gerçekleşecek bir olayın anlatıldığını(Hasan Basri , Ata) söylemiştir.

Ayın yarılması saatinin yaklaşmasına bağlıdır.Saati yaklaşınca yani kıyamet yaklaşınca ay yarılacaktır.

Ayet gelecekte olacak bir olayı tasvir etmektedir.Gelenekçi ekolün ve bazı hadisçilerin rivayetleri olayın yanlış anlaşılmasına neden olmuştur.

Ayetin devamındaki ayetler incelendiğinde ,böyle bir ayetten(mucize) nasıl yüz çevirildiği ve o gün geldiğinde (kıyamet günü ) neler olacağı anlatılmaktadır:

Onlar bir ayet (mucize) görseler, sırt çevirirler ve: "(Bu,) Süregelen bir büyüdür" derler.Kamer:2
Yalanladılar ve kendi heva (istek ve tutku)larına uydular; oysa her iş 'sonunda kendi amacına varıp karar kılacaktır.
Andolsun, onlara (kendilerini şirkten ve bozulmalardan) caydırıp vazgeçirtecek nice haberler geldi.
(Bunlar) üstün bir hikmettir. Ancak uyarılar yarar sağlamıyor.
Artık yüz çevir onlardan; o gün çağıran, hoşlanılmayan birşeye çağırır.Kamer:2:3:4:5:6

HER ŞEYİN ÇİFT OLARAK YARATILMASI.BAKTERİLERİN VE VİRÜSLERİN BÖLÜNEREK ÇOĞALMASI.
İddianın gücü: Zayıf
İddia: 
Her canlı çift değildir. Bakteriler, virüsler bölünerek çoğalırlar.Dişisi erkeği yoktur.

Ayet:
Biz göğü 'büyük bir kudretle' bina ettik ve şüphesiz Biz, (onu) genişleticiyiz.
Yeri de Biz döşeyip yaydık...Zariyat:47:48
Herşeyden iki çift yarattık ki düşünüp anlayabilesiniz.Zariyat:49

Cevap:
Ayetin öncesine baktığımızda yer ve göklerden bahsediliyor ve sonrada her şeyin çift olduğu bildiriliyor.Buradaki çift eş anlamında değil, zıttı anlamındadır.Gök varsa yer de var, gece varsa gündüz de var anlamında.

Eşi ve zıttı olmayan tek güç Allah'tır.Allah, burada kendisinin birliğine de vurgu yapmaktadır.

Çift olma hali sayılamayacak kadar çeşitlidir. Örneğin. Gece – gündüz, yaş – kuru, insan – cin, yıldız – gezegen, sıcak – soğuk, eşeyli üreme – eşeysiz üreme –bebek – ihtiyar. Sabit – hareketli, erkek – dişi, tek başlı canlılar – birden fazla başlı canlılar, insan – hayvan, et organizmalar – bitki organizmalar. Artı kutuplar- eksi kutuplar, İmanlı – imansız, ölüm – yaşam, dünya – ahiret vb.

HAYVANLAR SEKİZ ÇİFT Mİ YARATILMIŞTIR. SAYI AZ DEĞİL Mİ?
İddianın gücü: Orta
İddia: 
Sekiz çift hayvan az değil mi? Hangileri acaba? At, eşek, deve, koyun, keçi, öküz-inek, tavuk-horoz, hindi, ördek, tavşan, kuş, balık, kedi, köpek, bal arısı…

Ayetler:
Yeryüzünde yürüyen hayvanlar ve (gökyüzünde)iki kanadıyla uçan kuşlardan ne varsa hepsi ancak sizin gibi topluluklardır…” (En’am,38).

Allah, kimine binesiniz, kimini yiyesiniz diye sizin için hayvanları yarattı. Onlarda sizin için daha nice faydalar vardır. Gönüllerinizdeki bir arzuya, onlara binerek ulaşırsınız. Onların ve gemilerin üzerinde taşınırsınız” (Mü’min, 79-80).

Sizi bir tek nefisten yaratmış, sonra ondan eşini var etmiştir; sizin için hayvanlardan sekiz (çift ) meydana getirmiştir...Zümer:6

Muhakkak ki bilgisizlik yüzünden akılsızca hareket ederek çocuklarını öldürenlerle Allah'a boş yere iftirâda bulunarak Allah'ın verdiği rızıkları haram sayanlar, zarara uğramışlar, mahrûmiyet içinde kalmışlardır. Şüphesiz ki onlar sapıtmışlardır ve doğru yolu bulamamışlardır.Enam:140

Ve asmalı ve asmasız bahçeleri, hurmaları, yenilen çeşitli ekinleri,birbirine benzeyen ve benzemeyen zeytinleri ve narları yaratan O’dur. Ürün verdiği zaman, onun ürününden yeyin. Onun hasad edildiği gün, onun hakkını verin. İsraf (ziyan) etmeyin. Muhakkak ki; O, müsrifleri (israf edenleri) sevmez.Enam:141

Hayvanlardan yük taşıyanlar ve kesim hayvanı olanlar var. Allah’ın sizi rızıklandırdığı şeylerden (kesim hayvanlarından) yeyin. Şeytanın adımlarına tâbî olmayın. Muhakkak ki; o, size apaçık düşmandır.Enam:142

Derler ki sekiz çifttir o hayvanlar. Koyun iki çift, keçi iki çift. De ki: Erkekleri mi harâm etti, dişileri mi, yoksa o dişilerin rahîmlerindeki yavruları mı? Sözünüz gerçekse bilerek haber verin bana.Enam:143

Deve iki çifttir, sığır iki çift derler. De ki: İki erkeği mi harâm etti, yoksa dişileri mi, yahut da dişilerin rahîmlerindeki yavruları mı? Allah, bunu size tavsiye ederken tanık mıydınız, gördünüz, duydunuz mu yoksa? Bilmeden insanları saptırmak için yalan yere Allah'a iftirâ edenden daha zâlim kimdir ki? Şüphe yok ki Allah, zulmeden kavmi doğru yola sevk etmez.Enam:144

Ey Muhammed! De ki: "Bana vahy olunanda, leş, akıtılmış kan, domuz eti ki pistir ve günah işlenerek Allah'tan başkası adına kesilen hayvandan başkasını yemenin haram olduğuna dair bir emir bulamıyorum; fakat darda kalan, başkasının payına el uzatmamak ve zaruret miktarını aşmamak üzere bunlardan da yiyebilir. "Doğrusu Rabbin bağışlar ve merhamet eder”.Enam:145


Cevap:
- Sekiz eş: koyundan iki, keçiden iki..
- Yine (erkek ve dişi olarak) deveden iki, sığırdan da iki... 
Bunlar kurban kesilebilecek ve etleri yenilebilecek hayvanlardır.Müşriklerin "bunların bazılarının eti yenmez" demesi üzerine inen ayetlerdir. 

Enam:145 de yenilebilecek canlılar sıralandıktan önce sekiz çift hayvanın sıralanması müşriklerin soru sorması üzerine cevaptır.Zümer:6 daki sekiz çift ise kurban edilebilecek hayvanları belirtmektedir.

Not: Zumer :6 ya embriyo anlamı veren de vardır.Bu görüş azınlıktadır.

GÖĞÜN KANDİLLERLE BEZENMESİ  VE ŞEYTANLARIN TAŞLANMASI
İddianın gücü: Orta
İddia: 
Mülk-5:Andolsun ki biz, (dünyaya) en yakın olan göğü kandillerle donattık. Bunları şeytanlara atış taneleri yaptık ve onlara alevli ateş azabını hazırladık.

Kandille kastedilen yıldız. Ama sanki yıldızın ne olduğu bilinmiyor. Boyutları küçük sanılıyor. Güneş ile yıldızlar farklı düşünülüyor. Koca yıldız, belki de dünyanın 30-40 misli büyüklüğünde, ama ayette şeytanlara atış tanesi olarak yapıldığını söylüyor.(Bu yazı Allahdostuseyyid tarafından hazırlanmıştır)

Ayetler:
Ve andolsun ki biz, en yakın olan dünyâ göğünü ışıklarla bezedik ve onları, Şeytanlara atılacak şeyler olarak halkettik ve Şeytanlara, yakıp kavuran bir azaptır, hazırladık.Mülk:5

Şüphe yok ki şeytanlar (semaya çıkıp oradaki haberleri öğrenmelerinden, meleklerin sözünü işitmelerinden,) gayb haberlerini öğrenmelerinden azledilmişlerdir.Şuara:20

72/CİNN-8: Ve gerçekten biz semaya, elbette dokunduk. O zaman onu çok güçlü bekçiler ve şihaplarla (yakıcı ışınlarla) doldurulmuş bulduk.

72/CİNN-9: Ve gerçekten biz, (meleklerin sözlerini) dinlemek için orada oturma yerlerine otururduk. Fakat şimdi, kim dinlemek isterse, onu gözleyen (izleyen) bir şihap (ateş şulesi) bulur.

72/CİNN-10: Ve gerçekten biz bilmiyoruz. Yeryüzünde olan kimselere bir şer mi murad edildi, yoksa Rab’leri onların irşad olmalarını mı diledi?

72/CİNN-11: Ve gerçekten biz, bir kısmımız salihleriz ve bizden bir kısmımız bunun dışında. Biz ayrı ayrı yollarda (olan topluluklar) olduk.

Cevap: 
Ayette kastedilen dünya göğü bizim anladığımız anlamda gök değil, ışıklarda anladığımız anlamda yıldız değildir.Bunun böyle olduğunu Cin suresinden anlıyoruz.Çünkü şeytanların daha önce oraya kadar çıktıklarını ve orada oturduklarından bahsediliyor.Oysa şimdi oranın yakıcı ışınlarla doldurulduğundan bahsediliyor.Güneş ve yıldızlar peygamberden de önce var olduğuna göre  kastedilen peygamberin nübüvvetinden sonra " onun çok güçlü bekçiler ve şihaplarla (yakıcı ışınlarla) doldurulmuş" bulunmasıdır.

 Rasûlullah'ın risâletinden sonra artık gökyüzünde dinleme yerine gidip dinleyemez olmuşlardır. Allah semânın haberlerini dinlemek ve o haberleri yerdekilere yetiştirerek insanların imanlarını bozmak isteyen şeytanlara karşı semânın haberlerini korumak ve onlara ateş azabını tattırmak için bir atma konusu yapmıştır. Şeytanlar artık anladılar ki ne zaman dinleme makamına gelseler, ne zaman melekleri dinlemek için fırsat kollasalar, kendilerini bekleyen bir bekçi, bir şihap kendilerini bir ateş, kıvılcım gibi sarıyordu hemen ve işlerini bitiriyordu. Yani bekçiler vardı, dinletmiyordu onları.




SULARI KARIŞMAYAN DENİZLER VE TATLI SUDA MERCAN YETİŞTİRİCİLİĞİ
İddianın gücü: Kuvvetli
İddia:
Rahman suresi 19-22 ayetleri ile Furkan suresi 53. ayetinde geçen iki denizin birbirine salındığı-karıştırıldığı ama aralarında bir engel olduğunu yazan ayetlerde denizlerden birinin suyunun içilebilen tatlı su olduğu, diğerinin acı ve tuzlu su olduğu yazılıdır. Rahman-22′de her ikisinde de inci ve mercan yetiştirildiğini yazar. Halbuki tatlı suda inci ve mercan yetişmez. Suni olarak inci yetiştirilse bile mercan hiç yetişmez.

Ayetler:
- İki denizi salıverdi, birbirine kavuşuyorlar, Rahman/19
- Aralarında bir engel vardır, birbirine geçip karışmıyorlar. Rahman/20
- İkisinden de inci ve mercan çıkar. Rahman/22

O, iki denizi birbirine salmıştır. Bu tatlı, susuzluğu giderici; bu tuzlu ve acıdır. Ve ikisinin arasına birbirine kavuşmalarına engel olan bir perde koymuştur . Furkan/53

Ve iki deniz müsavi (eşit) olamaz. Bu lezzetli, tatlıdır. Susuzluğu gideren, içimi kolay olandır. Ve bu (diğeri) tuzludur, acıdır. Hepsinden taze et yersiniz. Ve giyeceğiniz (takacağınız) süs eşyası  çıkarırsınız. Ve onun fazlından istemeniz için onda (suyu) yarıp giden gemiler görürsünüz. Umulur ki böylece şükredersiniz. Fatır/12


Cevap:
Bu ayetler müteşabih dediğimiz ayetlerdendir.Böyle olduğu için farklı açıklamalar ve yorumlamalara maruz kalmıştır.Bu ayetlere; akarsular- denizler, ahiret-dünya hayatı vb. anlamlar verenler olmuştur.Meraklısı tefsir kitaplarından okur.Şu anki bilgi düzeyimizle bu ayetler için yapılan en mantıklı ve bilimsel yorum aşağıdadır.En doğrusunu Allah bilir:
Ayetlerle ilgili en büyük yanılgı hepsinin aynı denizden bahsettiği yanılgısıdır.Oysa ayetler ayrı ayrı ele alınmış ve farklı denizler için geçerlidir.

Rahman suresinde anlatılan denizlerin özelliği:
1.Birbirine karışmıyor
2.İkisinden de inci ve mercan çıkar.
3.İkisi de tuzlu (Mercan çıktığına göre ikisi de tuzludur.Çünkü tatlı suda mercan yetişmez)
Örnek: Atlas okyanusu ile Akdeniz sularının,Aden Körfezi ile Kızıldeniz’in birleştiği Mendep
Boğazı'nın ve Baltık denizi ile Kuzey buz denizi sularının karışmaması




Furkan ve Fatır surelerinde bahsedilen denizlerin özelliği:
1.Birbirine karışmıyor
2.İkisinden de süs eşyası çıkar.(çok önemli: inci ve mercan denmemiş!.....)
3.Biri tatlı biri tuzlu
4.Hepsinden taze et yenir.
Örnek :Kuzey kutup bölgesi(Görenland vb.) ve Güney kutup bölgesi (Antartika) donmuş tatlı su denizidir.En büyük buz dağları ise Güney Kutbunda yoğunlaşıyor.
Buradaki talı sudan oluşan buz dağları tuzlu sudan oluşan denize salınmıştır fakat birleşmiyorlar.Her ikisinden yayılan sularda eti yenilen canlılar yaşar ve her iki suyun ulaştığı yerlerde denizden süs eşyası çıkarılır.



Tuzlu (Boyalı olan) ve saf su deneyi.



Bilgi:
Dünyanın tatlı su rezervlerinin 3/4’ünü, Antarktika Kıtası’ndaki buz dağlarının oluşturuyor. Antarktika, sürekli olarak, genişliği 2000 metreden 3000 metreye kadar uzanan buz katmanları üzerindedir. Bu miktar, 21 milyon m³ tatlı su demektir ki, bu da gezegendeki tatlı su rezervlerinin 3/4’üdür.
Buz katmanları, 50.000 seneden beri kenarlarından okyanusa buz parçaları bırakmaktadır. Antarktika’da yıllık buzul erimesi 360 metre uzunluğunda olup, 1450-1800 m³ suyun her yıl okyanusa karışmasına sebep olmaktadır.

Karalardaki buzulların hareketi sonucu denizlere doğru kayan buz kütleleri denizlerdeki buz dağlarını oluşturuyor. Tamamen kara kökenli olan bu kütleler, hiçbir şekilde donmuş tuzlu deniz suyu değil. Kutup bölgelerinde bulunan karasal buzullar binlerce kilometre kalınlığında ve uzunluğunda olabiliyorlar. Bu alanlara yağan kar, üst üste birikince zamanla tonlarca ağırlıktaki buzulları meydana getiriyor. Buzullar ağırlaştıkça yamaçlardan düzlüklere akıyor ve oradan da kıyılara ulaşıyor. Çoğunlukla yüksek sahillerden gök gürültüsünü andıran seslerle kırılıp denize dökülen bu kütleler büyük bloklar halinde çeşitli formlarla okyanusların soğuk güney ve kuzey kutup bölgelerinde başıboş dolaşmaya başlıyor. Bu buzulların denize ulaşması yüzlerce, hatta binlerce yıl sürebiliyor.

Denizlerde ölçülmüş en büyük Buzdağı 2 milyar ton ağırlığında, deniz yüzeyinden 200 metre yükseklikte ve İsviçre yüzölçümü büyüklüğünde.

Antarktika’da buz dağlarının ekserisi, Weddel ve Ross Denizlerinde bulunmaktadır.


Buz litrede 920 gram, deniz suyu ise litrede 1025 gram ağırlığındadır. Buz daima sudan hafif olduğu için buzdağlarının küçük bir bölümü suyun yüzeyinde kalır.

DÜNYA OYUN VE EĞLENCE YERİ MİDİR?
İddianın gücü: Çok zayıf
İddia:Ayetler arasında çelişki var.

Ayet:
Duhan 38. Biz gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri bir oyun ve eğlence olsun diye yaratmadık.
Enbiya 16. Biz yeri, göğü ve arasındakileri oyun olsun diye yaratmadık.
Enam 32. Dünya hayatı, oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir. Ahiret yurdu ise, Allah’tan korkanlar için daha hayırlıdır. Aklınızı kullanmaz mısınız?
Muhammed 36. Dünya hayatı ancak bir oyun ve eğlenceden ibarettir. Eğer iman eder kötülükten sakınırsanız, Allah size mükâfatınızı verir. Ve sizden bütün mallarınızı harcamanızı da istemez.
Cevap:
Anlam çarpıtması yapılıyor.Oysa ki, Duhan 38 ve Enbiya 16 ayetlerinde Allah'ın dünyayı oyun ve eğlence için değil imtihan için yarattığından; Diğer ayetlerde ise Dünyanın insanlar için bir oyun ve eğlence olarak görülmesinden bahsediliyor.

KURAN'A GÖRE DÜNYA, AY VE GÜNEŞ'İN HAREKETLERİ BİLİMSEL DEĞİL Mİ?
İddianın gücü: Zayıf
İddia:Kuran bilimsel değil.

Ayetler:
Allah, geceyi gündüzün içine sokar, gündüzü de gecenin içine sokar; güneş ve ayı emri altına almıştır. Her biri belirtilmiş bir süreye kadar(  eceline kadar) akıp gider. Fatır:13

O, gökleri ve yeri bir hikmete ve hakikate göre yaratmıştır. (O,) Geceyi gündüzün üstüne sarıp örtüyor, gündüzü de gecenin üstüne sarıp örtüyor (sarıyor, çeviriyor). (O,) güneşi ve ayı da emri altına almıştır . Hepsi de muayyen ve mukadder bir zamana dek (ecel) akar durur; . Zümer:5

Ve gece onlar için bir âyettir (ibrettir). Ondan gündüzü sıyırırız (çekip alırız). O zaman onlar karanlıkta kalanlardır.Yasin:37
Güneş, kendine özgü bir durak noktasına/bir durma zamanına doğru akıp gidiyor. Yasin:38
Ay için de birtakım menziller  tayin ettik. Nihayet o, eğri hurma dalı gibi (hilâl) olur da geri döner.Yasin:39

O , geceyi ve gündüzü, güneşi ve Ay'ı yaratmıştır. Her biri bir felekte(düzende,yörüngede) yüzmektedir.Enbiya:33

Cevap:
Dünya ,ay,güneş ,gece,gündüz kavramlarının geçtiği ayetleri birlikte incelediğimizde.Bunların belli bir düzen içinde yüzdüklerinden ,bunların hareketlerinden bir hikmet ve ibret alınması gerektiğinden bahseder.Kuran bir bilim kitabı değildir.Ondaki bilimi bulup ortaya çıkaracak olan insandır.Kuran bakın ve ibret alın der çok yerde!
Ayetlerde bir çelişki olmamasına rağmen bazı meal ve tefsirler kasıtlı olarak çarpıtılarak zihin bulandıracak şekilde tercüme edilip ondan sonra da "bakın ,burada çelişki var!" denmektedir.

Ayetler tüm bu cisimler için bir düzen olduğundan bahsetmektedir.Bu düzen bilimsel olarak bu  gün ispatlanmaya bilirdi de ,yarın bu düzenin farklı bir şekilde olduğu da iddia edilebilir.Hangisi doğru kabul edilirse edilsin bu insanların görüşüdür.İnsanların yanlış görüşleri Allah'ın bahsettiği ve bu cisimler için takdir ettiği düzeni değiştirmez.

Özet: 
Güneş : Eceline doğru akıp gitmektedir.(Nasıl akıp gittiği bilimin konusudur)
Ay: Eceline doğru belirli menziller içinde akıp gitmektedir.(hilal,dolunay vb.)
Gece ve gündüz: Birbirini peşi sıra takip etmektedir.